Örnek Aramalar : |
İŞÇİ İLE İŞVERENİN ÜCRET KARARLAŞTIRMASI
Ücret, İş Kanunu m.32/1 uyarınca, “Bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.” şeklinde tanımlanmıştır. İşveren ile işçi arasında kararlaştırılacak ücretin miktarında birçok faktör söz konusudur. Bu faktörler, işçinin şahsından kaynaklandığı gibi işletme, işyeri veya işin gerekliliklerinden de kaynaklanmaktadır.
Ücretin belirlenmesinde ise bazı esaslar mevcuttur. Bu esaslara göre de farklı ücret tiplerinden bahsedilir. Bunlardan en yaygın olanı “zamana göre ücret” olarak adlandırılan ücretin hesaplanmasında bir zaman kavramının esas alınmasıdır. Burada esas alınan zaman kavramları: saat, gün, hafta veya ay olabilir. Genel uygulama, günlük çalışmaya göre ücretin hesaplanmasıdır.
Bir diğer ücret ödenmesinde esas alınan yöntem, akord ücrettir. Akord ücret, yapılan işin miktarına göre ücretin belirlenmesidir. Bu husus parça başı ücret olabileceği gibi yapılan işin birim olarak saptanmasının mümkün olmadığı hallerde, götürü ücret şeklinde de olabilir.
Bir başka ücret ödeme yöntemi ise ücretin yüzdeye göre belirlenmesidir. Örnek olarak: otel, lokanta, eğlence yerleri ve benzeri yerlerde uygulanan yöntemdir.
İşçi ile işveren yukarıda bahsedilen faktörler ışığında ve ücret belirleme yöntemine göre henüz iş ilişkisi kurulmadan önce anlaşarak veya iş ilişkisi kurulduktan sonra tekrar anlaşmak suretiyle veya sözleşmeye konulmuş zam oranı veya miktarına göre ücreti belirlemiş olabilirler. Ücrete ilişkin toplu iş sözleşmelerinde de maddeler mevcut olabilir. Bu durumunda göz önüne alınması gerekir.
İŞÇİNİN ÜCRETİ EN AZ NE KADAR OLABİLİR?
İşçi ile işveren ücretin miktarını kararlaştırmakta serbesttirler. Ancak bu serbestiyetin bir alt sınırı bulunmakta ve bunu da asgari ücret teşkil etmektedir. Asgari Ücret Yönetmeliği m.4/1-d uyarınca asgari ücret, “İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti” şeklinde tanımlanmıştır. Asgari ücretin miktarını belirleme görevi de Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından yerine getirilir.
İŞVEREN İŞÇİNİN ÜCRETİNE ZAM YAPMAK ZORUNDA MI?
İşçinin ücretine zam yapılması eğer işveren ile iş sözleşmesinde kararlaştırılmışsa artık işveren işçinin ücretine sözleşmede kararlaştırılan miktar veya oran üzerinden zam yapması gereklidir. İşveren, taraflar arasında kararlaştırılan bu hükmü ihlal etmesi halinde işçi açısından fesih için haklı sebep oluşur. Bu itibarla kıdem tazminatı talep edilebilir.
İşçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesinde bu yönde bir madde bulunmaması halinde ise işyerinde geçerli bir toplu sözleşmesi mevcut olup zam yapılması noktasında bir madde varsa işveren, işçinin ücretine zam yapması gerekir. Aksi takdirde yine işçi açısından İş Kanunu m.24/1-II-e uyarınca, “İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse” hükmü gereği fesih için haklı sebep oluşur. Buna istinaden kıdem tazminatı talep edilebilir.
İşverenin işyeri uygulaması ile çalışma koşulu vaziyetini almış işçi ücretlerine zam uygulaması, ne bireysel iş sözleşmesinde ne de toplu iş sözleşmesinde zamma yönelik bir madde bulunmasa da işveren işçinin ücretine zam yapması gereklidir. Aksi takdirde yine işçi açısından fesih için haklı neden oluşur. Bu sayede kıdem tazminatı talep etmeye hak kazanır.
İşçinin ücreti, yeni belirlenmiş asgari ücret miktarının altında kalması halinde işveren, en az yeni asgari ücret miktarında işçinin ücretine zam yapmak zorundadır. Yoksa işçi açısından haklı nedenle feshetme için imkân doğar. Bu vesileyle kıdem tazminatını talep etmeye hak kazanır.
İŞ SÖZLEŞMESİNDE ZAM YAPILMASINA İLİŞKİN BİR MADDE OLMAMASI HALİNDE İŞVEREN İŞÇİYE ZAM YAPMALI MI?
Yukarıda bahsedilen haller dışında, işçinin ücretine zam yapılması işverenin yönetim hakkı kapsamındadır. İşçi her ne kadar üstün bir gayret ve performans sergilemişse de işveren yönetim hakkı kapsamında, işçinin ücretine zam yapmayabilir. Buna mukabil işçi, iş akdini sonlandırmak isterse, haklı nedenle feshetmiş sayılmayacağından kıdem tazminatını talep edemez.
KENDİSİ DIŞINDA DİĞER İŞ ARKADAŞLARININ ZAM ALMASI HALİNDE İŞÇİ, HAKLI FESİH YAPABİLİR Mİ?
İşveren, eşitlik ilkesi kapsamında, aynı durum ve koşulları haiz işçiler arasında ayrımcılık yapamaz ve farklı muameleye tabi tutamaz. Bu noktada aynı performansı ve yeterliliği sağlayan işçiler yönünden farklı bir muameleyi haklı kılmayacak bir durumun varlığı halinde aynı görev tanımı ve pozisyondaki iş arkadaşlarına uygulanan zammın kendisine uygulanmaması işçi açısından haklı nedenle feshe imkân tanır ve bu vesileyle işçi kıdem tazminatına hak kazanır. Ayrıca eşit koşulları haiz işçilerden farklı muameleye tabi tutulması yönünde haksızlığa uğrayan işçi, ayrımcılık tazminatı da talep edebilir.
İŞÇİ ÜCRETİNE ZAM YAPILMADIĞI TAKDİRDE NELER YAPABİLİR?
Bahsettiğimiz hususlar açısından kendisi bir analiz yapabilir veya iş hukukunda uzman bir kişi tarafından somut durumunun teşhisi için yardım isteyebilir. İşveren ile işçi arasında veya işyerinde geçerli toplu iş sözleşmesi ile bağıtlanmamışsa yahut yukarıda zorunlu hal diye zikrettiğimiz hallerin dışında işverenin işçinin ücretini arttırması kendi inisiyatifindedir. İşçi her ne kadar yaptığı fedakârca gayreti ve çalışması karşılığında ücretinin arttırılması ile ödüllendirilmesi yönünde haklı bir beklenti içerisine girse de işvereni buna zorlayamaz. Ayrıca haklı nedenle derhal fesih yoluna başvuramaz. Bu yola başvurması halinde fesih sebebi haksızlık teşkil edeceğinden kıdem tazminatına hak kazanamaz. Ancak işçinin farklı bir nedene dayalı olarak haklı feshe imkânı mevcut olabilir. Bu konuda iş hukukunda uzman bir avukata danışmasında fayda vardır.
Bizimle iletişime geçin. https://dogukanyildiz.av.tr/iletisim